Member-only story
Günümüz otomobillerinde elektronik haberleşme öylesine büyük bir önem kazanmıştır ki araç içerisindeki sistemlerin yüzde 70'ini elektronik oluşturur. Yalnızca yüzde 30'u mekanik birleşenlerdir. 150'ye yakın EKÜ’yle sürdügümüz aracımız, bizim yerimize sadece birkaç milisaniyede biz farkına dahi varmadan binlerce, onbinlerce sinyali farklı algılayıcılardan toplayıp binlerce, onbinlerce karar vermiştir bile!
Trafiğe kapalı bir alanda çok eski bir otomobille (Hadi 80 model diyelim) günümüzde üretilmiş 2019 model bir aracı sürmeyi deneyip, iki deneyimi karşılaştırdigınızda, eskiden insanlarin bu “kazma” otomobilleri nasıl sürebildiklerine şaşırır, günümüzde artık aracı “sürmek” için çok az efor sarfettiğimizi hemen farkederiz. (Ki çok yakın bir gelecekte (en gec 2025 senesinde) 100% kendi kendine giden otomobilleri sokakta gördükten sonra, yıllar önce aldığınız ehliyetin de bir anlam ifade etmediğini gördügünüzde ne hissedeceksinizdir kim bilir? :) )
Özellikle tavsiyem kukaları belirli aralıklarla düz bir hatta yerleştirip, her iki araçla farklı hızlarda kukaların arasında slalom yapmayı denemek olacaktır. :) “Alet işler, el övünür” sözünü yüzümüze çarpacaktır. Ben şahsen Bosch’un Boxberg’teki test pistinde buna acı bir şekilde şahit oldum!
Şunu da açıkça söylemek gerekir ki, şu an var olan yarı otonom sürüş özelliklerine sahip…